Günlük hayatta farkında olmadan yediğimiz bazı gıdaların reflümüzü tetiklediğini öğreniyor muydunuz? Elmaelma.com olarak sizlere reflü olanlar nasıl beslenmeli? Reflünün bulguları neler? Reflü nasıl rehabilitasyon edilir? gibi merak edilen suallerin cevaplarını Medigold Sultan Sağlık Kurumundan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar’dan bildik. İşte Reflü hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

Bu besinlere aman dikkat! 

Oldukça yaygın olarak görülen Reflü’yü yanlış beslenme tetikliyor. Uzmanlar reflü hastalarının kahve, çay turşu, acı pul biber, soğan, sarımsak, ham salata gibi yiyecek ve meşrubatları dikkatli harcamaları mevzusunda uyarıyor.

Gögüs ağrısı ile bulgu verebilir 

Başlıca şikayetler göğüs ağrısı, göğüs yanması, ağza acı su gelmesi, göğüste sıkışma ve baskı hissi, ses kısıklığı, gıcık stilinde kronik öksürük, sırtın ortasına doğru vuran ağrı biçiminde görülebilir. Reflü gecenin bir müddeti çok süratli bir biçimde gelen göğüs ağrısı ile de bulgu verdiği ve yarıyıl yarıyıl kalpte ritm bozukluğuna da neden olabildiği için kalp krizi ile karıştırılabilir. Bu surattan acil servislere göğüs ağrısı ile müracaat eten kalp dışı en ehemmiyetli nedenler arasında gösteriliyor. Bu açıdan göğüs ağrısı ile gelen bu hastaların reflü açısından da kesinlikle değerlendirilmesi gerekiyor.

Geç saatlerde harcanan gıdalara aman dikkat!

Yanlış beslenmenin reflü üzerindeki negatif tesirine değinen Kar, “Reflü stresli işlerde çalışanlar, yoğun kahve çay tüketimi olanlar, sigara kullananlar, egzersiz yapmayanlar ve geç saatlerde yemek yeme alışkanlığı olanları daha çok tehdit ediyor. Midede reflüyü tetikleyebilecek yiyecekler arasında ham salata, soğan, sarımsak, acı pul biber, turşu, portakal, greyfurt var. Bunların özellikle geç saatlerde harcanmalarını reflü hastalarına netlikle önermiyoruz.

Uyuma biçimi ehemmiyet taşıyor! 

Reflü hastalarında biçimi de çok ehemmiyetli. Şahıs yattığı zaman aldığı yatay pozisyon yemek borusu ile mide arasındaki açının düzleşmesine neden olur. Uyku esnasında ayrıca mide asidinin salgılanması daha fazla görülmektedir. Bu surattan reflü problemleri genelde gece daha da şiddetlenmektedir.

Reflü yastığı kullanabilirsiniz 

Bunun için hastanın kendine uygun bir yatış pozisyonu tanımlaması gerekmektedir. Reflü yastığı kullanarak ya da yatağın baş kısmını kaldırarak hastanın belden yukarıyasını hafif dikey pozisyona getirmesi onun geceyi rahat geçirmesini sağlayacaktır. Bu ihtiyatları alarak ve kendisine verilecek perhiz programı dahilinde hareket edip sporu da alışkanlık haline getirerek reflüyü atlatmak olası. Reflü perhiz ve bunun dışında saydığım tedbirlerle geçmiyorsa ve ciddi problemler devam ediyorsa medikal rehabilitasyon önerilir. Medikal rehabilitasyon şikayetleri gevşetiyor zira mide içindeki asiti su kıvamına döndürüyor. Geri kaçma devam etse dahi akışkanın içeriği yakıcı olmadığından muayenehanelerde bariz bir düzelme sağlıyor.

Cerrahi usuller uygulanabilir 

Medikal rehabilitasyon önerilen hastalarda erken yaş çok ehemmiyetli bir etken. Şöyle ki 25 yaşındaki bir hasta aralıksız bir mide ilacı kullanmak zorunda kalabilir. Hastaların vasati ömrünü 80 olarak düşünürsek 50-60 yıl ilaca mahkum vazgeçmek doğru bir tavır değil. Bu gibi gidişatlarda operasyon gündeme gelebiliyor. Zira uzun yarıyıl ilaç kullanımı mide emilimini bozabildiği gibi kalsiyum, demir yetersizliklerine de neden olabiliyor. Buna bağlı kemik problemleri ve anemi gibi meseleler baş gösterebiliyor.Eğer kısa süreli ilaç kullanımları, yaşam biçimi, beslenme ve egzersizle problemler giderilebiliyorsa başka bir rehabilitasyona gerek görülmez. Ancak tüm bunlara karşın şikayetler geçmez, göğüs sıkışması, ses kısıklığı gibi şikayetlerle birlikte reflü krizleri de çoğalırsa o zaman cerrahiyi gündeme getirmek gerekir. Operasyonda yemek borusu ile midenin sentez yerine mürekkep okkası gibi kapakçık mekanizması oluşturuyoruz. Bu kapalı başka bir deyişle laparoskopik olarak yapılan bir operasyondur. Vasati 45 dakika devam ettir. Hastalar sağlık kurumu etrafında 1 gün himaye altında yakalanıyor ve aynı gün ilaç kullanmayı kesiyorlar.Bu hastaların bu operasyonlardan sonra hayat nitelikleri ciddi anlamda düzeliyor ve bir daha ilaç kullanmalarına gerek kalmıyor. Nüksler bir hayli etmene bağlı olmakla beraber yapılan cerrahinin niteliği ile oldukça alakalıdır. İyi bir operasyondan sonra nüks oranı yüzde 2-3’lere kadar düşebiliyor. Operasyondan sonra da orada yeni bir kapakçık mekanizması oluşturulduğu için hastaların perhiz geçimi gerekiyor. Birkaç hafta akışkan-yumuşak yiyeceklerle beslenme, birkaç ay içinde de porsiyonları eksilterek sıradan gıdaya geçilebiliyor.