Hoşgeldiniz Kadınlar!
Sitemiz sadece kadın üyeliklerine açıktır.

  • DOLAR
    %0,00
  • EURO
    %0,01
  • ALTIN
    %-0,05
  • BIST
    %-2,49
Kıl dönmesine “Kristalize fenol” yöntemi ile ameliyatsız çözüm!

Kıl dönmesine “Kristalize fenol” yöntemi ile ameliyatsız çözüm!

Pilonidal Sinüs rahatsızlığı çoğunlukla 15-35 yaş arası genç erkekleri etkiliyor. Ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı gibi şikayetlerle baş gösteren ve yaşam niteliğini negatif etkileyen kıl dönmesi nasıl bir rahatsızlık, bulgu ve rehabilitasyon usulleri neler? Mevzu ile alakalı bilgi veren Medigold Sultan Sağlık Kurumundan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,” Ulus arasında kıl dönmesi olarak öğrenilen Pilonidal Sinüs hastalığının 15-35 yaş […]

Pilonidal Sinüs rahatsızlığı çoğunlukla 15-35 yaş arası genç erkekleri etkiliyor. Ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı gibi şikayetlerle baş gösteren ve yaşam niteliğini negatif etkileyen kıl dönmesi nasıl bir rahatsızlık, bulgu ve rehabilitasyon usulleri neler?

Mevzu ile alakalı bilgi veren Medigold Sultan Sağlık Kurumundan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,” Ulus arasında kıl dönmesi olarak öğrenilen Pilonidal Sinüs hastalığının 15-35 yaş arası erkekleri etkileyen oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Genel olarak erkeklerde yüzde 1, bayanlarda yüzde 0.1 oranında görülüyor. Türk halkında bu oran erkeklerde takribî yüzde 10’lara çıkabiliyor, bu da Batı cemiyetlerine kıyasla 10 kat daha fazla görüldüğünü gösteriyor bize. Özellikle hareketsiz kalan, masa başı çalışan, bilgisayar bağımlısı, uzun saatler taşıt kullanan, dar elbise seçim eden, fazla kıllı bedene sahip erkeklerde görülme oranları daha fazla.” dedi.

 “Psikolojisi bozularak aylarca konuttan çıkmayan hastalar var.”

Pilonidal Sinüs rahatsızlığının hem bireyin psikolojisini hem de sosyal yaşantısını negatif etkilediğine değinen Kar,” Hasta doktora genelde kuyruk sokumu bölgesinde ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı, popo üzerine oturamama gibi şikayetlerle müracaat etiyor. Hastalığın esastaki sebebi ise kuyruk sokumundaki çökük olan kısımda kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle, oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida ya da delgi gibi dönerek, cilt altı yağ dokusu içine sezdirmeden girmesi, delikler açması ve bu deliklere giren bakterinin de katkısı ile çevresinin iltihaplanmasıdır. Buna bir de fazla kıllanma ve şahsi paklik yetersizliği de ilave olduğu takdirde kıl dönmesi meseleyi kronikleşiyor. Tüm bunlar kokuya ve çamaşırların kirlenmesine de neden olarak ferdin yaşam niteliğini ciddi anlamda negatif etkiliyor. Öyle ki bu hastalık sebebiyle çok defa ameliyat olmak zorunda kalan ve psikolojisi bozularak aylarca konuttan çıkmayan hastalar var.” biçiminde konuştu.

Son senelerde uygulanan “kristalize fenol” usulünün neticeleri çok galibiyetli

Kıl dönmesine karşı alınacak tedbirlere ve rehabilitasyon usullerine değinen Op. Dr. Fatih Kar, ”Kıl dönmesinden korunmak için şahsi hijyene dikkat edilmesi, kuyruk sokumu bölgesindeki tüylerin pakliği, gerekirse bu bölgeye lazer epilasyon yapılarak potansiyel tehlikelerin eksiltilmesi çok ehemmiyetlidir. Müdahale yapılarak bu hastalığın rehabilitasyonu yapılmış hastalarımızda da operasyon sonrası lazer epilasyonu ısrarla öneriyoruz. Öte yandan hastalığın rehabilitasyonlarından bahsetmek gerekirse ameliyat bu alternatifler arasında ilk sırada yer alıyordu. Ancak son senelerde geliştirilen pek çok usuller de galibiyetli neticeler vermeye başladı. Pilonidal Sinüs de bir hayli değişik rahatsızlıkta olduğu gibi rehabilitasyon tasarılaması hastalığın seyrine göre ve şahsa özel yapılmaktadır. Takribî 5-6 yıldır Pilonidal Sinüs hastalığı olan birey için ameliyatı öncelikli seçim olarak düşünmüyoruz. Şayet çok yeni bir hastalık gelişimi söz mevzusu ise yalnızca bilinçlendirerek lazer epilasyon ve hijyenin çoğaldırılması yeterli olabiliyor. Azıcık daha derin sinüslerin varlığında kılların arınılması, sinüslerin yerel anesteziyle çıkarılması mikro sinüsektomi ya da kristalize fenol uygulaması düşünebiliyoruz. Bunlar ayakta, kısa, ağrısız olarak hakikatleştirilen rehabilitasyonlar olarak kabul ediliyor. Bunların arasında ‘Kristalize Fenol’ en çok seçim ettiğimiz usuller arasında yer alıyor. Her 100 hastadan 85’inde bu teknikle zafer elde edebiliyoruz. Ameliyathane etrafı gerektirmeyen, poliklinik civarında, uygun bir biçimde yapıldığında zafer kaderi çok yüksek olan bir tekniktir. Kuyruk sokumu bölgesine sterilize etraf sağlanarak yerel anestezi ile bölgeyi uyuşturuyoruz, ardından da sinüslerin tamamını kıllardan ve bölgede oluşan irinli dokudan arınıyoruz. Bu paklik operasyonu sonrası deliklerden hastalıklı bölgenin içine, kocaman tuz kristallerine ya da naftaline benzeyen görünümde olan kristalize fenolü koyuyoruz. ‘Kristalize Fenol’, yarayı arınma tesiri ile sinüslerin içlerini bütün anlamıyla tıkanan lavaboları açmakta kullandığımız lavabo açıcılar gibi arınıyor ve bir iyileşme-kapanma sürecini başlatıyor. Operasyon ağrısız olarak reelleştiriliyor, vasati 10-15 dakika sürüyor ve sağlık kurumunda yatış gerektirmiyor. Hastalar harekâttan sonra basmakalıp günlük etkinliklerine devam edebiliyorlar ertesi gün de banyolarını yapabiliyorlar.” biçiminde bilgi verdi.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN